Bu Blogda Ara

TROMPE L'OEİL


Fransızca, göz kandırmacası, gözü boyamak, göz aldatmacası olan bu resim sanatı, muhteşemdir.
Bence belirli bir olgunluğa gelmiş hemen hemen herkesin gördüğü bir resim sanatıdır.
Harikuladedir.
Bir düzlem üzerinde sanat içeriği olan resimsel bir etki amaçlamadan, gerçeklik izlenimi vermeye çalışan her tür çizim, boyama ve duvar resimleridir.
En basit trompe l’oeil örneği olarak, sağır bir duvar üzerine yapılmış gerçek boyutlarında bir kapı resmi, ya da herhangi bir pencereden bakarken ki dışarıda görülen bulutlar, ya da portakal ağaçları vss.dir...Uzanıp, tutma hissi verirler.
Bir trompe l’oeil e bakınca beni içine çeker, nefesimi keser, adeta dünyasına götürür.
Sanki, sanki hiç nefes alma, konuşma ve kıpırdama, sadece bana bak ve ne demek istediğimi anla der gibi çeker içine ve hapseder tüm benliğimi.
Tutar omuzlarımdan sıkı sıkı ve hiç bırakmaz..
Tutulur kalırım...hiç konuşamam.
Gözlerim, derin derin bakar, elimi sürmek isterim, şöylece uzatırım elimi, dokunamam bile..
Sanki eriyecek, yok olacak hissine kapılırım.
Öyle çok şey anlatır ki, dokunursam sesi kesilecek sanırım...Sessizce, hiç kıpırdamadan dinlerim onu.
Sarar, sarmalar tüm bedenimi anlatıkları.
Sonra bir adım geri çekilip çıkarım içinden, adeta derin bir suda uzunca vakit kalıp, boğulur ve yukarı fırlar gibi. Çıkarım, ıpıslak...
Madalyonun bir de öbür yüzü var. Trompe l’oeil u yapan o muheşem ressamı düşünürüm.
Nasıl bir beyindir ki, nasıl bir bilektir ki, bunu yapabilmiş.Y a duyguları? O ressamın duyguları? İşte, içimde bunu hissetttiğim o an, buram buram yanıyorum.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder